sabanın dinginliğinde gözlerini yumup,
yanlızca huzuru diledi..
Hayatını düşündü…..
yaşamını ,
bir kadın gibi sarıp sarmalamış,
futursuz saatlerde deli gibi sevişmişti.
ve çok kereler,
sessiz kalmıştı.. ilgisizliğine
Artık,
soluklandığı sevgi adalarında
teselli aradığı dudaklar
yüreğinde kopan fırtınalarda
sığındığı limanlar,
mutlu kılmıyordu onu….
o kendi turkuaz mavisinin yokluğunu yaşıyordu
bir uçtan bir uca...
arzuladıkça bedeni o'nu,
hızını alamayan çağlayana dönüşüyordu adeta..
tüm denizlerin en hırçın dalgasıydı şimdi..
Turkuaz mavinin karşısında,
okyanusların yasını taşıyan geceler yerine
deniz kokulu sabahlara uyanmak istiyordu onunla..
kalktı , minik bir kutuyu açtı…
kırmızı bir deniz yıldızı aldı eline,
Minik bir deniz atı ve,
son okuduğu kitabın arasında kuruttuğu yakomozları
hediye etti,turkuaz mavisi gözlerine..
onlar ki ışığı olmalıydı geleceğine..
bir zamanlar savaştığı,
yenik düştüğü gecelerin zencisine ,
elini uzattı ve bir avuç yıldız topladı..
pırıl pırıl parlayan…..
serpti karanlıkların uzerine..
dolu dizgin giderken ,hayatın içinde
şaha kalkan rüzgarları saldı saçlarına...
buğday tarlalarının başakları gibi
baktı, tutkuyla salınışlarına....
sonraaa....
henuz daha açılmamış …
hüzünlerini attı okyonusların derinliklerine
ve,
demir aldı, turkuaz mavisi gözlerine…….
NEFESİM OL DEDİ…. Yaşama inat …bedenimde.







